EN ZOR ŞEY

yanlışları düzeltmek için kalktı. kollarını sıvadı.
nereden başlayacağını biliyordu.
en yanlış neyse en doğru olmamalıydı.
kararsızlık vardı.

karasızdı hep.

aydınlığın boğucu bir gecede yanlış bilindiği gibi.
neyin doğru neyin yanlış olduğu gibi,
                                                              olmadığı gibi.
bol bahaneli doğrular gibi.
doğru olan yanlışlar gibi.

bir zaman hikayesi anlatan yaşlı adam, kollarını sıvadı.

en zor şey, en yalan oldu:
çünkü doğruları herkes severdi.