oturduğum yerde yine bir hatırlama özlemi belirdi. aldım kitabı elime ve açtım sayfaları. şöyle demiş berke vardar descartes yöntemi ile ilgili bölümde :
" düşünüyorum, öyleyse varım ". çünkü şüphe etmek düşünmek, düşünmek ise varolmak demektir. bu şüphe edilemeyecek, aklın apaçık bir şekilde görebileceği bir gerçektir. düşünür buradan hareketle ikinci gerçeğe varır : vücut ve ruhun ayrılığı. ( ki belirtmek isterim bizzat pınar bu ayrılık kavramı mühimdir. öyle ayrı olmalı yada hissediyorum demeler yetmez ) vücut uzam ( étendue ), ruh ise düşünceyle gösterir kendini ona göre... üçüncü gerçek : doğal olarak ruhtan gelen bazı kavramların varlığıdır. sonsuzluk kavramı gibi. doğal ve evrensel olan bu kavram dışımızdaki bir gerçeğin yankısıdır. bu gerçek de tanrı'dır. ( dördüncü gerçek )
yani 'şüphe', 'çözümleme', 'bireşim' ve yine vardar'ın sözleriyle 'hiç bir şeyin unutulmadığından emin olmak için eksiksiz bir sayım yapmak, incelenen konuyu tekrar tekrar gözden geçirmek' kuralları.
olanı kurallarla anlatmak basit olan aslında. kimsenin -kabullenmese bile çıt' çıkaramayacağı savunmalar bunlar.
4 kuralı olsam kendimin, olamamki ...
felsefenin üstünde olamam altında da kalamam; ona uzak yada yakın mesafelerim de olmaz.
sana bana indirgenmiş bir pastoral senfoni de değil hayatlarımız. ( çözüme ulaşan bir mantık hatası misal )
- hepimiz insanız hatalarımız olur' deyince aklıma gelen meylere kahırlanmalar borçlarım olsun.
sana edeceğim yeminlerin karşısında boş bir bilgi edinme deneyimi bu karalamalar ve hatırlamalar.
bilelim okuyalım ama gece oluverir sarhoş edersek gönülleri kim anlatır bana benim 4 yöntemimi ?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.