Yüreğimin nefesi kesildi
öyle bir tutsaklık ki benimki hiçbir hürriyete gebe kalamaz ve hiçbir hürriyet yeniden nefes aldıramaz
öldü
kimi zaman kanat yapmışken eğreti hali
koptu
ve sıra neye geldiyse hayatımın beklentilerinde
hepsi bir kuyuda kalsın dipsiz
çıkmasınlar
keza kurtarılamaz can acım
kelepçeliyken en kör talihe
başka bir hayatta yazılsın hüznüm de neşem de
ben yakıştıramadım çünkü şu halimin köhneliğine
Gösterişli bir ölüm
Albert Camus Veba adlı eserinde şöyle diyor:
Ölü ve ölüm korkusu, her gün fırın ağızlarında yığın yığın birikip ağlı dumanlar halinde havaya karışan insanları görüp sıranın kendisine de geleceğini düşünen insanları kaplamıştı.
Bir yaşam korkusudur bu
Bu, bir hayat gerçeğinin çıkmaz sokağıdır
Ölüm, bekleyişin korkusudur
Ölüm, şeklinin korkusudur
zira hiçbir gösterişli ölüm, yatakta bulmaz insanı
Gösterişli bir neden, o son nefes, unutulmaz bir hikaye yaratır
Ölü ve ölüm korkusu, her gün fırın ağızlarında yığın yığın birikip ağlı dumanlar halinde havaya karışan insanları görüp sıranın kendisine de geleceğini düşünen insanları kaplamıştı.
Bir yaşam korkusudur bu
Bu, bir hayat gerçeğinin çıkmaz sokağıdır
Ölüm, bekleyişin korkusudur
Ölüm, şeklinin korkusudur
zira hiçbir gösterişli ölüm, yatakta bulmaz insanı
Gösterişli bir neden, o son nefes, unutulmaz bir hikaye yaratır
Kırmızı hakikat
Kazandığım vurgunların yıkıntıları övünçlerimin düşmanıydı artık
İnadına unuttukça inadına dipdiriydi
Vücutları kana bulanmış kırmızıların yanakları simsiyahtı
Siyah olan düşlerdi
Kırmızı ise hakikat
Pilli Bebek - Kırmızı
İnadına unuttukça inadına dipdiriydi
Vücutları kana bulanmış kırmızıların yanakları simsiyahtı
Siyah olan düşlerdi
Kırmızı ise hakikat
Pilli Bebek - Kırmızı
Anahtar
Yalnızlaşan dünyanın beşiğinde sallandım bir süre
Karanlığın aydınlığa yüz tuttuğu bir eşikte bekledim
Saatimi bozdum ya da zaman yitti evrende
Kimine göre bir değişimdi bu süre -ve kaldım orada, zamanın kirişinde
Anahtarlar vardı elimde denedim birer birer
Kapı tekti tek olmasına da doğru anahtar yoktu cebimde
Karanlığın aydınlığa yüz tuttuğu bir eşikte bekledim
Saatimi bozdum ya da zaman yitti evrende
Kimine göre bir değişimdi bu süre -ve kaldım orada, zamanın kirişinde
Anahtarlar vardı elimde denedim birer birer
Kapı tekti tek olmasına da doğru anahtar yoktu cebimde
Tat
Bitti
Hiç hatırlamıyorum yüzünü
neden böyle oldu şimdi
bilemedim
Halbuki sana aşıktım ben ve seni beklerken asırlar geçiyormuş gibi gelirdi
ama unutmazdım yüzünü
unuttum oysa
Neyi severdin en çok sen
hangi şiiri mesela
yoksa şiir sevmez miydin
zira ben şiir sevmeyen bir adama mı aşıktım şimdi
Akıl almaz bir şey bu his
sıradışı ve karmaşık
anlamsız ama çok anlam yüklenen bir isim bu
bu, çok baharatlı bir tat
Gurmesine gurme gerektiren
Hiç hatırlamıyorum yüzünü
neden böyle oldu şimdi
bilemedim
Halbuki sana aşıktım ben ve seni beklerken asırlar geçiyormuş gibi gelirdi
ama unutmazdım yüzünü
unuttum oysa
Neyi severdin en çok sen
hangi şiiri mesela
yoksa şiir sevmez miydin
zira ben şiir sevmeyen bir adama mı aşıktım şimdi
Akıl almaz bir şey bu his
sıradışı ve karmaşık
anlamsız ama çok anlam yüklenen bir isim bu
bu, çok baharatlı bir tat
Gurmesine gurme gerektiren
Hür
Hür yanım törpülenmesi gerekenlerden mi zaman geçtikçe
ben sözüm ona büyüdükçe yaşlandıkça
Kim geçirecek beni peki
ekmek gibi anne gibiyken bu meret
tüm benliğime ince ince işlenmişse babadan, ruhundan
kim söküp alır beni benden
ben sözüm ona büyüdükçe yaşlandıkça
Kim geçirecek beni peki
ekmek gibi anne gibiyken bu meret
tüm benliğime ince ince işlenmişse babadan, ruhundan
kim söküp alır beni benden
Sen
Acıyorum
kanıyorum
kana bulanmış kalbim
hislerim uçurum kenarlarına serpilmiş
bir rüzgar atmış onları
oynuyorlar benimle, alay ediyorlar sanki
ve ben ellerim bağlı, dillerim kimsesiz oturmuş kalmışım
Ah bir el uzansa hayatımın ücrasına
Ah bir uyansam da kalkıp yürüsem sana
ve bize dair ne varsa atıyorum ve yine biliyorum sen değilsin elimden tutan, deva bulduran
sen, sensin işte
biraz ondan, biraz bundan
kanıyorum
kana bulanmış kalbim
hislerim uçurum kenarlarına serpilmiş
bir rüzgar atmış onları
oynuyorlar benimle, alay ediyorlar sanki
ve ben ellerim bağlı, dillerim kimsesiz oturmuş kalmışım
Ah bir el uzansa hayatımın ücrasına
Ah bir uyansam da kalkıp yürüsem sana
ve bize dair ne varsa atıyorum ve yine biliyorum sen değilsin elimden tutan, deva bulduran
sen, sensin işte
biraz ondan, biraz bundan
Kaygı
Yaşlılık bir rol olabilir mi
belki
ya da değildir
peki otuz yaşında bir adamın 'artık çok yaşlandım' demesinin nedeni nedir
hayat cevap olabilir mi buna
belki
yaşlılık aynada gizli
sen hariç geri kalan tüm gözlerde gizli
ki sen çizgilere ihtiyarlığı iliklememişsen
belki
ya da değildir
peki otuz yaşında bir adamın 'artık çok yaşlandım' demesinin nedeni nedir
hayat cevap olabilir mi buna
belki
yaşlılık aynada gizli
sen hariç geri kalan tüm gözlerde gizli
ki sen çizgilere ihtiyarlığı iliklememişsen
Olanları
Kabul etmiyorum.
Bizim zamanlarımız zaman değil
Ben bu zamanı değil de hatırlamamız gerekenleri hatırlamayıp ve hatta bilmeyip tarihe gömülmeye bırakılmış aslında hala kanlı canlı da -olanları- kurtarmamaya olan cahilliği kabul etmiyorum.
Neye karşı bu direnç
bu direnç direnmeye mi karşı
Kimse suçlanamaz
zira biz çok mu iyi büyüttük
bir çocuğu
bir fikri
bir hissi
Bizim zamanlarımız zaman değil
Ben bu zamanı değil de hatırlamamız gerekenleri hatırlamayıp ve hatta bilmeyip tarihe gömülmeye bırakılmış aslında hala kanlı canlı da -olanları- kurtarmamaya olan cahilliği kabul etmiyorum.
Neye karşı bu direnç
bu direnç direnmeye mi karşı
Kimse suçlanamaz
zira biz çok mu iyi büyüttük
bir çocuğu
bir fikri
bir hissi
Düşünmek
Korkusu var mıdır ölümün
nedir ölüm
her gün öldürüyorlar düşüncemi
aslında onlar öyle sanıyor
Sanma ki gülüyorum
olasılıklarımı geçiriyorum gözden,
pes etmeden
ama gülüyor muyum
hayır
Umut hep var
ki ben yılmadan yürümüşüm bu yolları
zira sana zira size karşı
ve ben hala düşünebiliyorsam
gözlerim ellerimi görebiliyorsa
bacaklarım sağlamsa hala
işte o düşünceleri koştururum ben
herkes ve siz şahidim olursunuz
nedir ölüm
her gün öldürüyorlar düşüncemi
aslında onlar öyle sanıyor
Sanma ki gülüyorum
olasılıklarımı geçiriyorum gözden,
pes etmeden
ama gülüyor muyum
hayır
Umut hep var
ki ben yılmadan yürümüşüm bu yolları
zira sana zira size karşı
ve ben hala düşünebiliyorsam
gözlerim ellerimi görebiliyorsa
bacaklarım sağlamsa hala
işte o düşünceleri koştururum ben
herkes ve siz şahidim olursunuz
Gidene ait yıkıntılar
Acı...
acı mı diyorsunuz bana
O zaman dile gel ve söyle ne acısıdır seni kırk kat eden
ana mı, baba mı
yok dersin de aşk kapılarını açar sana
yaralanmış bir kuşun gözünden anlatır tüm manzarayı
tüm savaşı anlatır
Tüm bu yıkıntılar gidene aittir
acı mı diyorsunuz bana
O zaman dile gel ve söyle ne acısıdır seni kırk kat eden
ana mı, baba mı
yok dersin de aşk kapılarını açar sana
yaralanmış bir kuşun gözünden anlatır tüm manzarayı
tüm savaşı anlatır
Tüm bu yıkıntılar gidene aittir
Hareket
Orada bekliyorlar beni gülen gözlerle
ve hiç düşünmeyen gözlerle
evet ben gidiyorum yine
hiç düşünmeden
ama korkmam gerekenden korkmadan
kim ki düşünmeyen odur beklesin
ben giderim ya da gelirim
Umay Umay - Hareket Vakt
ve hiç düşünmeyen gözlerle
evet ben gidiyorum yine
hiç düşünmeden
ama korkmam gerekenden korkmadan
kim ki düşünmeyen odur beklesin
ben giderim ya da gelirim
Umay Umay - Hareket Vakt
An
Kimi yalanlar kandırdı zamanımı
kimi gerçekler oyaladı beni
ben mi zamandım akıp giden
zaman mı hapsetti beni anlara
kimi gerçekler oyaladı beni
ben mi zamandım akıp giden
zaman mı hapsetti beni anlara
Derin
Kalbin kalbe karşı olduğu zamanlar
ne yalan ne gerçek aslında
düşman mı yani
ya da dost mu birbirine
Nedendir bilmem uzaktayım
tüm deniz fenerleri ve ben
çok çok uzaktayım
sığım ya da derin
Serkan Keskin - Derinlik Sarhoşluğu / Sonsuz Karanlık
ne yalan ne gerçek aslında
düşman mı yani
ya da dost mu birbirine
Nedendir bilmem uzaktayım
tüm deniz fenerleri ve ben
çok çok uzaktayım
sığım ya da derin
Serkan Keskin - Derinlik Sarhoşluğu / Sonsuz Karanlık
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)