Hoşçakal, sevgiler
Her zaman başka bir seçenek daha vardı. Cebimde param ve sigaram da vardı. Yola çıktıktan sonra yanıma almayı unuttuklarım için üzüntüm on saniye sonra geçerdi. Başımı cama yaslayıp önüme bakardım. Başımı yaslayacağım bir cam da vardı her zaman. Şimdi sana neyi nasıl anlatsam telaşındayım. Telaştan çok zahmet duyuyorum. Başka acıları düşününce komik geliyor benim üzüldüklerim. Basite kaçıyormuşum gibi, ağlamak için sebep arıyormuşum gibi, rahat batıyormuş gibi. Fakat bu hayat, bu insanlar batıyor etime. Azıcık bir kan süzülse diyeceğim işte bak, göstereceğim acımı. Kan bile toplamıyor, izsiz kalıyor, acıyan yerimi ben bile bulamıyorum. Bu nasıl bir şey söyler misin bana? Sen yardımcı ol. Bu seni de beni de hikayeye dahil eder. Onca yaşadıklarımızdan sonra birbirimize sabrımız kaldı mı bilemem ama henüz hiçbir şey yaşanmadığının da farkındayım. Gördüğümüz her düşü bıçakla kesti birileri. Bastığımız toprağı çekip aldı altımızdan. Keşke tüm bunları seninle konuşabilseydim yada yüzüne bakıp saatlerce sussaydım. Sen bana iyi gelirdin çünkü. Nereden bildiğimi sorma, bazen anlıyor insan ve açıklaması olmuyor duyguların. Aşkı tarif eder misiniz gibi saçma bir soruya karşılık verdiğim en samimi ve insani cevap bu olsa gerek. Yine bazen saçma sapan şeyler olur, sen kendini en çıplak halinle görürsün. Bir dünya yıkıntı içinde kendine iki göz inşa edersin. Sana seni anlatarak devam edemem, beni sana anlatarak da. Bu çok bencilce olur ama sana bakarak yaşayabilirim ve bunu çok iyi yaparım. Hatta kalbimi yerinden söker senin ellerine bırakırım. Kayıtsız hayatımın pek arabesk tavrıysa da bu, işte o zaman kelimelerin ağırlığından ve hayatının yorgunluğundan kurtulup beni seversin. Beni sevmen önemli. Kolunu omzumdan hiç ayırma...