Seninle anlaşamayacağımızı anlamıyor musun hala? Aynı yazarları sevmek, onların kitaplarını okumak, kahveyi şekersiz içmek, yaz mevsiminden nefret etmek gibi ortak noktalarımız olmayacak; olsa bile bu seni hiçbir zaman esas adam yapmayacak. Görebildiğinden fazlası var, bunu sen de biliyorsun.
Kahretsin, sevmediğim insanların hepsi beni ezmişler; hepsi nasıl da güzel ve mutlular, şunlara bir bak! Kaldı ki biz seninle her zaman bakarız öyle değil mi? Nasıl olur hani bazen de düşünürüz. Bu nedenledir ki iyi oyuncularıyızdır hayatın. Yalnızca bahtımızın karaktersizliğidir başımızı yakan; pardon, yoksa o karakterlerimizin bahtsızlığı mıydı? Neyse.
Cevapları almayacak bu gece. Sorular zaten yok. Yine çok düşünmekten tükenen bir yürek var; beyin hasarlı değil yalnız, dikkatinizi çekmek isterim. Güzel, güneşli günleri gezmeye gideceğimiz zamanlar severdik. Şimdi değil. Geleceğe yağmur yağan havalarda selam çakmak olmuyormuş.
Bir telefon rehberim olsaydı diyorum: hayır, telefonumun rehberi değil; benim telefon defterim. İstemediğim insanlarım olmasa, hepsine dürüst davransam mesela - ama bu çok alçakça oldu. Kendime bunu yapmamalıyım çünkü ben zaten dürüst davrandım. Ben çirkin kalmadım mı onlar güzelleşirken?
İşte bu, ben çirkinim çünkü gerçeğim.