Mecnun:
zor, leyla çok zor. ama başka bir yolu yok bunun.
insanın söylemek isteyip de hani söyleyemediği sözler vardır ya.
hani kanser gibi, böyle büyüdükçe büyüyor... büyüdükçe büyüyor...
anladın mı? seni gördükten sonra leyla, sen öyle büyüdün ki içimde her yanım sen oldu. anlıyor musun?
sonra ben sensiz olamadığımı anladım. yalanlar söyledim sana,
birsürü yalan söyledim sana, evet. bu yalanlar öyle büyüdü ki kaçıp gideceğinden korktum.
hep böyle bir korku vardı içimde. işte sen içimdeki o korkuydun leyla.
senin yanında mutsuz olmaya bile hazırdım ben.
hani dünyaları verseler, anladın mı, dünyaları verseler vazgeçmem derler ya, öyle olmuyormuş işte. o kadar basit değilmiş, leyla.
birinin çıkıp başkalarını düşünmesi gerekebiliyormuş yani,
anladın mı? onların mutluluğunu, sevgilerini, acılarını...
ne bileyim bazen sevmek, leyla, fedakarlık yapmayı gerektirebiliyormuş.
anlıyor musun? ben seni hep beklerim.
bir saat de beklerim, bir ömür boyu da beklerim.
Onur Ünlü'nün yeni çekeceği "Sen Aydınlatırsın Geceyi" meğer sahilde bir kıyamet gibi geçmiş gitmiş
Yavuz bağıra bağıra demiş işte:
vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez
değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini
değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz
değil mi ki ayaklar altında insan onuru
William Shakespeare
kıyamet en iyi böyle anlatılabilirdi