Tanrı'nın kelimeleri bitti bugün.
yarın konuşuruz.
Je suis la plaie et le couteau
Je suis le soufflet et la joue
Je suis les membres et la roue
Et la victime et le bourreau
Je suis de mon coeur le vampire
- Un de ces grands abandonnés
Au rire éternel condamnés
Et qui ne peuvent plus sourire
I am the wound and the dagger
I am the blow and the cheek
I am the members and the wheel
Victim and executioner
I'm the vampire of my own heart
- One of those utter derelicts
Condemned to eternal laughter
But who can no longer smile
Baudelaire
Je suis le soufflet et la joue
Je suis les membres et la roue
Et la victime et le bourreau
Je suis de mon coeur le vampire
- Un de ces grands abandonnés
Au rire éternel condamnés
Et qui ne peuvent plus sourire
I am the wound and the dagger
I am the blow and the cheek
I am the members and the wheel
Victim and executioner
I'm the vampire of my own heart
- One of those utter derelicts
Condemned to eternal laughter
But who can no longer smile
Baudelaire
Sızı
Yatağına sığmayan sızılarım var
bilmem sonu
bilmem sonsuzluğu
hiç
hiç sevmek olur mu sevmemişlğin yanında?
der ki özle
ağır konuşur
omuzlarım kalır altında
bilmem kalbi
bilmem seni ve çareleri
bilmem sonu
bilmem sonsuzluğu
hiç
hiç sevmek olur mu sevmemişlğin yanında?
der ki özle
ağır konuşur
omuzlarım kalır altında
bilmem kalbi
bilmem seni ve çareleri
Uyumaz Yalanlar
Geç olduğunu nasıl anlıyorsun
zamanın her şeyi yerle bir ettiğini
nasıl dağıtmak istemiyorsun o yüzleri
ve kahkahaları susturmak
neden yalanlar seni bulur
ve neden uyumaz yalanlar geceleri
sorular gelir
sorular gider
sorular gelir
sorular gider
insanlar hep gülümser
-ler
zamanın her şeyi yerle bir ettiğini
nasıl dağıtmak istemiyorsun o yüzleri
ve kahkahaları susturmak
neden yalanlar seni bulur
ve neden uyumaz yalanlar geceleri
sorular gelir
sorular gider
sorular gelir
sorular gider
insanlar hep gülümser
-ler
Mutlu Aşk Yoktur
İnsan her şeyi elinde tutamaz hiç bir zaman
Louis Aragon
Ne gücünü ne güçsüzlüğünü ne de yüreğini
Ve açtım derken kollarını bir haç olur gölgesi
Ve sarıldım derken mutluluğuna parçalar o şeyi
Hayatı garip ve acı dolu bir ayrılıktır her an
Mutlu aşk yoktur
Hayatı bu silahsız askerlere benzer
Bir başka kader için giyinip kuşanan
Ne yarar var onlara sabah erken kalkmaktan
Onlar ki akşamları aylak kararsız insan
Söyle bunları hayatım ve bunca gözyaşı yeter
Mutlu aşk yoktur
Güzel aşkım tatlı aşkım kanayan yaram benim İçimde taşırım seni yaralı bir kuş gibi
Ve onlar bilmeden izler geçiyorken bizleri
Ardımdan tekrarlayıp ördüğüm sözcükleri
Ve hemen can verdiler iri gözlerin için
Mutlu aşk yoktur
Vakit çok geç artık hayatı öğrenmeye Yüreklerimiz birlikte ağlasın sabaha dek
En küçük şarkı için nice mutsuzluk gerek
Bir ürperişi nice pişmanlıkla ödemek
Nice hıçkırık gerek bir gitar ezgisine
Mutlu aşk yoktur
Bir tek aşk yoktur acıya garketmesin
Bir tek aşk yoktur kalpte açmasın yara
Bir tek aşk yoktur iz bırakmasın insanda
Ve senden daha fazla değil vatan aşkı da
Bir tek aşk yok yaşayan gözyaşı dökmeksizin
Mutlu aşk yoktur ama
Böyledir ikimizin aşkı da
Louis Aragon
Bir nedeni yok yalnızca öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata kazandırdığını, basite indirgenmiş hüzünlerin geceleri dinlenmeye müsait şarkılarla şahlandığını anlatamadım. Evet, bilmiyordum. Bilmiyordum, kelimelerden arınmış bir cümle kurar gibi sevişmeyi. Sevişirken sözlük kullanıyordum hala. Ama, seni seviyordum. Ve sevdiğimi, sevgimi anlatma telaşıyla hata üstüne hata yapıyordum sana. Sana yaklaşamıyordum. Yasaklanmıştın adeta. Çiğnemeye çalıştığım yasak olsan da, uzak dursan da, o korkunç şeklini korusan da, farketmiyordu hiçbir şey. Küçük bir ateş. Küçücük bir ateştin sen. Sönmekten ürken bir ateş. Bir su damlasıyla bütün görkemini kaybedebilecek bir ateş. Aşkın mecali kalmamıştı. Sessizce sokuldum yanına. Acıyla irkildin. Gülümsedim. Gülümsememe anlam veremedin elbette. Kimdi bu? Ne istiyordu? Tanımadığın biri. Hatıralarını darmadağın etmeyi planlamış bir yabancı. Fuzuli bir beden, karşındaki. Usulca uzandım,
Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.
…
Ben sende ardı arkası kesilmeyen bir korku sevdim. Ben bir cüce çocuk sevdim sende sıska. Şiddetli ve hayret uyandıran manevralarla kendi kanına olan saplantılı aşkını sevdim. O rutubet kokan loş yüzündeki kanalizasyonları, az kelimeyle kurduğun cümlelerdeki gizli soru işaretlerini, barlardan çatlak bardak gibi atılmayı beklemeni, serserice patlamalarını, yuttuğun toplu iğneleri ve bir film hilesi hissi uyandıran utangaç hasret pozlarını sevdim. Dokunamadım sana. Parmakuçlarım neşterdi çünkü. Kırılan bir kemiğin sesiyle veda ederken,
Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.
Küçük İskender
Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.
…
Ben sende ardı arkası kesilmeyen bir korku sevdim. Ben bir cüce çocuk sevdim sende sıska. Şiddetli ve hayret uyandıran manevralarla kendi kanına olan saplantılı aşkını sevdim. O rutubet kokan loş yüzündeki kanalizasyonları, az kelimeyle kurduğun cümlelerdeki gizli soru işaretlerini, barlardan çatlak bardak gibi atılmayı beklemeni, serserice patlamalarını, yuttuğun toplu iğneleri ve bir film hilesi hissi uyandıran utangaç hasret pozlarını sevdim. Dokunamadım sana. Parmakuçlarım neşterdi çünkü. Kırılan bir kemiğin sesiyle veda ederken,
Bir nedeni yok. Yalnızca öptüm.
Küçük İskender
Benim olmayan paylaşılmaz
ve varlık orada
çünkü cesetlerden önemliydi
üzgün olmam yetersizdi
affı olmayan suçuma ortaktın
piyano sesi hatırlıyorum
hayır, uyduruyorum
ıskaladım gerçeği
seni öpersem
arılar bal yapmaz
anladım
benim olmayan paylaşılmaz
çünkü cesetlerden önemliydi
üzgün olmam yetersizdi
affı olmayan suçuma ortaktın
piyano sesi hatırlıyorum
hayır, uyduruyorum
ıskaladım gerçeği
seni öpersem
arılar bal yapmaz
anladım
benim olmayan paylaşılmaz
Ve yalan güzeldir
Daha samimi olursam beni anlarsın
Ah! nasıl da yanılıyorsun
En içten, en mahrem sırlarımda bile sen, en uzağımsın
Ah! nasıl da yanılıyorsun
En içten, en mahrem sırlarımda bile sen, en uzağımsın
SONSUZ VE ÖBÜRÜ' ne
baskının zulmun kıyımın açlığın
bir yerlere kıstırılıp kalmanın susturulmanın
aşk mutluluğunun ve eski hesapların
aritmetiğin bile
bunları bulmayı bana bıraktınız
size teşekkür ederim
Ben, Turgut'a teşekkür ederken ardımdan Özdemirler, Cemaller, Muratlar, Edipler geliyordu ve o an anladım ki hayatım tek bir erkeğin düşüncesizce çırpan kanatlarında değil.
Kanatlardan önce düşünceyi sevin.
"Seni sevmiş olmam yok olabilir mi?"
Gözlerim ıslanıyor
yanaklarım
acıdan
bir o kalıyor
etimden kemiğim kalıyor
kemiğimden etim ayrılıyor
gitse onlar toprak kalıyor
Selva Erdener - Sen Sen Sen
yanaklarım
acıdan
bir o kalıyor
etimden kemiğim kalıyor
kemiğimden etim ayrılıyor
gitse onlar toprak kalıyor
Selva Erdener - Sen Sen Sen
Murathan Mungan;
Kader aradığı kişiyi insanın karşısına her seferinde kapı komşusu olarak çıkarmaz. Uzakları yakın etmek düşer size. Haritaları seviniz.
Mahur yara
Seni okumak yok mu
ah! okumak
hücre hücre tüy tüy okumak seni
ayak parmaklarından saç uçlarına kadar okumak
dinlemek yaralarını
sevdiğin adamları öldürmek
anlatamadığın daha nice hikayeleri senin için sana yazmak
sana her koşulda şartsız inanmak
başucumda yanan mumu söndüreceğini bilmek
hepsi kırık hikayeler
neyse
ah! okumak
hücre hücre tüy tüy okumak seni
ayak parmaklarından saç uçlarına kadar okumak
dinlemek yaralarını
sevdiğin adamları öldürmek
anlatamadığın daha nice hikayeleri senin için sana yazmak
sana her koşulda şartsız inanmak
başucumda yanan mumu söndüreceğini bilmek
hepsi kırık hikayeler
neyse
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)