DAHASI DA VAR ÜSTELİK.

 

daha güzel.
daha romantik.
daha anlamlı.
daha anlayışlı.
daha yangın.
daha özgür.
daha gökyüzü.
daha berrak.
daha tutsak.
daha sen.
daha ayrı.
daha hikaye.
daha sıradan.
daha heyecan.
daha güven.
daha gece.
daha erken.
daha sevgi.
daha ayrılık.
daha yaz.
daha yağmur.
daha öfke.
daha sadakat.
daha tutku.
daha başkası.
daha tanıdık.
daha yenik.
daha üzgün.

daha daha daha.
bir daha.
bir defa daha.


bitmeyecek dahalar.
aşklarla.
aşkla.

"ateş böceklerini seyredaldım."

ELEKTRİK TELLERİ YAĞMUR DAMLALARIYLA KAVGA EDER.

müzik olur.
müzik kalır.
meydan okur tüm savaşlar.
hikayenin sonunda elektrik telleri yağmur damlalarıyla kavga eder.
sonra tek bir damla tek bir tele meydan okur.
1=1, değil mi?
değil.

müzik sever.
müzik sarılır.
müzikle ayrılır, döner.
müziğini döver.
aldatır.

yüzüne tükürür.
mahçup eder.
mahçup edilir.

hayat, müziğin kürtajı değil.
suya şemsiye açmanın nedeni, kurumamaktan korkmak mı yoksa ıslanmaktan mı?

müzikle başladı.
bunun gibi.
uzak. yakın. gibi.

"İKİ TREN ÖPÜŞTÜ MÜ KONDÜKTÖR YANAR"

kulak çınlatan bir sessizlik değil
sessizliği aratan bir gürültüydü yaptığın.

sonra herkes bilet kesti.
birileri bilet kestirdi.
racon kesti.
bileklerini kesti.
saçlarını kestirdi.

çünkü filmlerde öyle olur.

bizim senle ayrılığımız bir garda olur.

çünkü böyle bir ayrılık sadece filmlerde olur.

bu yazıya not

İKİ TREN ÖPÜŞTÜ MÜ KONDÜKTÖR YANAR
AH MUHSİN ÜNLÜ

Pilli Bebek - Fotoğraf

AKŞAMÜSTÜ DEĞİL SABAH BULUŞUYORSAK AŞIĞIZ.

dünya yıkılsa umrunda olmayacak biri değildi.
dünya yıkılsa altında kalma cesareti olan biriydi.
belki biraz bencildi. yaralarına bencil.
intihar sebepleri sanki hayal perdesine yansımış gölgelerdi.
yerden kan toplarsın, taş alırsın yerden.
doğru yolu işaret eden bir dünya parmak gösterebilirim sana.
doğruyu yazan kalemler.
üstüne doğru yazılmış kağıtlar.
nedendir bilinmez kağıtlar kirlenir hep.
banklar, ağaçlar, duvarlar bazen.
aslına bakarsan yazma özgürlüğü olan her yer.
ama en kötüsü sol yanıdır insanın.
yaz yaz bitmez.
sil sil geçmez.
yine herşey asidik iyi mi!

her sarsıntıda kapı eşiğine atlarız.
bir süre bekleriz yüzümüz birbirimize dönük ve o an, birbirimizden başka herşeyi düşünürüz.

biz, sabah aldığımız simitin öğleden sonraki parçalanmışlığı ve bayatlığıyız.

TAVUS KUŞU MASALI 1

insanları görürsünüz.
yürürken, kaçarken.
bir otobüsün içinde, birbirine uzak olan ama yakın duran insanları görürsünüz.
tutacaklara sımsıkı sarılmış kırmızıdan beyaza dönmüş insan elleri de görürsünüz.

duraklarda asılı olan şehir haritaları, insan haritalarından daha karmaşık olabiliyor bazen.

gittiğiniz bir restorantın temizlenmemiş masalarından birine oturduğunuzda hemen yan taraftaki temiz masayı neden seçmediğinizi düşünürsünüz.
bu, genel anlamda yanlış seçim örneği değildir.
belki biraz 'neden temiz masaya geçmediğinizin' sorgulanması gerekmektedir, o kadar.

o sırada yaşadığınız sıcak basması ve mide bulantısı gibi gayet somut belirtiler, soyut duygu değişimlerinin bir sonucu olmalıdır ki bu, genel olarak cebinizde beş kuruş paranın olmamasıyla da doğru orantılıdır.


herşey mavi, asidik ve bir pasaj girişidir.


6 ile 7 arasındaki mesafe, 7 ile 6 arasındaki mesafeyle aynıdır. yani gidiş, dönüşü kucaklar yada yine tersi olur. demek istediğim, bir yola çıkıyorsanız geri dönüşü gözünüzde çok büyütmeyin zira hayalkırıklığı, zaferi gölgesinde bırakacak kadar kuvvetli olabilir.


hayalini kurduğun şeylere sahip olmadan önce hayalini kurmadığın şeylere sahip olursun ki aslında isimsiz olan herşey için bu, gayet anlamsız bir kazanımdır.

hayalini kurduğun birşeye sahip olmak, o andan itibaren sadece bir kazanımdır.

size birden:

- ne tarz romanlar yazıyorsunuz? diye sorar.
size konuşan birinin yüzünün olmadığını farkettiniz mi hiç? herşeyin bulanık olduğu o an, yakını asla göremezsiniz.

bahara denk gelen her gün, beni cennetten atıyorlardı.

ağaç gövdelerinde rastladığım gözler gibiydi.
muhafızlar vardı.
ve politikacılar.
sonra din adamları.
ardından insanlar konuşurlardı.

insanları görürdünüz.

konuşurken.

KAPI ZORLANIYORDU, AÇTIM.



tanrının ellerinde olduğunu bilmek huzursuzluk verici olabilir.

insanın tanrının ellerinde olduğunu bilmesi de rahatlatıcı değil.

dürüst olan tek şey kötülüktür.

birkaç kağıt parçasına bakıp ölüm nedenini okurlar.

fakat aslında hiçbir şey göründüğü gibi değildir.

ve aslında görünmediği gibi de değildir.



SORU İŞARETİ(.)

nedir yani?
açıklama yap, düş notlarını.
benki devamlı suretle bağlaçlarım* cümleleri.
(burada bir tren geçer)
ama nedense nokta (.) koyarım en sonuna,* başka işaret bilmeden.

ama soru işaretini bi ayır.

TOPARLAN HEMEN.

saçları toplanınca ağrıyan kafalarız biz.
bırak dağınık kalsın.

BU, BENİM AÇLIK OYUNUM.



herşey, herkes tadına baksın herşeyin, herkesin.
tüplere sıkıştırılmış yada çikolataya batırılmış gibiyiz.
tatlı, ekşi, tuzlu.
arada kalmış renkler.
gölgeler ve ruhlar.

aklına ne gelmiyorsa, onlar da tadına baksın;
senin, benim.
tenin.

birine ait olmak, ruhu özgür kılmanın başka türlüsü.
ruh değiştiren beden, beden değiştiren ruh.
ruhu değişen ruh, bedeni değişmeyen ruh.
ruhu değişmeyen bir beden.

sıkıştık burada.

birine ait olmak, özgürlüğü özlemenin başka türlüsü.

BEN DEDİYDİM GİBİ BİŞEY.

- gerçekleri söyleyerek birini öldürebilir misin?
+ teorik olarak evet.

yemin ediyorum bu benim aklıma gelmişti.
bak gerçekten diyorum ha, gelmişti yani.

TANRININ HEP ÇOK İŞİ VAR. BİZDEN BAŞKA.

ağaçtaki tüm elmalar kurtlandı.
biri adem'le havva'ya ulaşmalı.
şimdi tanrı'nın çok işi vardır.

GİRİŞ ÜCRETİ YAPSAN. BOŞ BELEŞ OLDUK.

zevkten dört köşe ruhum
seninle ters köşe şimdi

kutlamalar falan.

http://www.youtube.com/watch?v=LS7e43qVpbE&feature=related

BUNU Bİ ŞEY YAPARSAK YALNIZ, ANLAŞILSIN İSTİYORUM.

sizi rötarlı takip ettiğim için sanırım
ben daha çok yaşıyorum.

camlarımız ses geçirmiyor.
onu da bir ayıralım yani.

DİĞER BİZ

önünde yere düşmek, kimsenin gülmediği o espriyi yapmak,
hani hapşuracağın anda peçetenin olmadığı aklına gelir:

o anki paniksin.

o yüzden diğer insanlar olmadı, olmasa da olurdu.
senin sevdiklerin, benim sevdiklerim.
yeterdik biz bize.


http://www.youtube.com/watch?v=lm8oxC24QZc&feature=related

HAYIR

murat menteş'in "hayır hayır krakerleri"nden biraz daha heyecanlı anlatacağım hikaye.
biraz uzun sanki.

eğil, kulağına fısıldayacağım,
daha uzun sürecek tenine temasım:

her işte bir hayır vardır sevgilim,

- hayır.

Aytekin Ataş - Gitsen de
Cemil, genç Cemil'in elinde silah olup olmadığına bakmıştı, çünkü yıllar önce okuduğu René Char'ın Seçme Şiirleri'nin önsözünde geçen şu cümleyi unutamıyordu:

"Kırk yaşımızda, yüreğimize yirmimizde sıktığımız bir kurşunla ölüyoruz."

Böyle bir cümleyi okuyup yıllarca aklınızda tutuyorsanız zaten ölüyorsunuz demektir. Silaha gerek yok.

Barış Bıçakçı - Sinek Isırıklarının Müellifi (s.65)

ÖZÜR DİLERİM, SANA YİNE YAZAMADIM.

http://www.youtube.com/watch?v=WtnLPLYhRlY&feature=related

midemi bulandıran yada beni heyecanlandıran şeyler hakkında yazabilirim.
tutkulu şeyler hakkında.
yani mutluluğa tutkuyla bağlanamazsın.
ne saçma şey mutluyken heyecan duymak.
ne saçma heyecanı mutlulukta bulamamak.

SANKİ BİZ ÇOK NORMALİZ.

üstümde birikmiş küller, yokluğunun yakılmasından biraz sonra - üstelik kendi bedenini bile terketmiş - ölü nefesin tarafından bizzat bana bana üflendi.

etrafta kimseler mi yoktu neydi?